23 Ağustos 2020 Pazar

Kendi şerefine bir kadeh içen Müzisyen

                                                      Kendi şerefine bir kadeh içen Müzisyen 
                                                                    FRANZ SCHUBERT


Franz Schubert;  31 Ocak 1797 yılında Viyana'da doğmuştu, Çağdaş sanatçı Beethoven gibi o da yoksulluk içinde büyümüştü. Kendisini müziğe ve sanata adamıştı.
Schubert Viyana yakınlarında Lichtental'da 31 Ocak 1797'de dünyaya geldi. Babası Çek asıllı bir öğretmen, annesi Polonyalı bir ev kadını idi.
1813'de henüz 16 yaşındayken ilk senfonisini yazdı, hatta bir de opera bestelemeye çalıştı.
1822'de, henüz 25 yaşındayken yaşamının zorlu yılları başladı. Frengi hastalığına yakalandı, tedavi için hastaneye yatırıldı. Bu hastalıktan dolayı cildinde kırmızı döküntüler oluştu ve saçları dökülmeye başladığı için peruk takmak zorunda kaldı. Arkadaşlarına şiddetli baş ağrılarından ve piyano çalmasını engelleyen sol kolundaki ağrıdan bahsediyordu. Kendisini mutsuz hissetmesine neden olan hastalıkları 1824'ten itibaren depresyon belirtileri arttı. Aldığı telif ücretleri çok düşük olduğu için maddi sıkıntılar içindeydi ve eleştirmenler tarafından beğenilmiyordu. 70 kadar şarkısında şiirlerini kullandığı Goethe'ye bu eserlerini ithaf etmek istediğini yazdığı mektubu, Goethe tarafından okunmadan iade edildi. Tüm bunlar Schubert'in depresyonunu artırdı.
Küçük yaşlarda Müziğe olan ilgisi giderek arttı ve yavaş yavaş biriken ilgi yerini sanat ve eser üreten bir sanatçı kişiliğine bıraktı,ne var ki, Schubert'in ömrü çok kısa sürecekti. Schubert'in birçok eseri bugün tekrar tekrar hayat bulmaktadır. Ave Maria, Serenade, Der Lindenbaum, Litanei vb gibi.
Bu kadar çok yaşamak ve üretmek isteyen sanatçı Beethoven ile dostluğunu peşiktirmiş ve Beethoven'un ölümünden sonra 1827'de onun cenazesinde 38 meşale taşıyandan birisi olmuştur. Dostuna son kez veda edip ona görevini yerine getirmişti. Fakat ne var ki, Beethoven'in ölümünden sonra arkadaşlarıyla beraber beethoven'in ve bir sonraki ölecek kişinin anısına meyhane'ye gidip bir kadeh şarap içtiğinde kendisi için içtiğinin farkında olmayan müzisyendi, çünkü o yıl schubert'in hayatta geçirdiği son yılıdır.
Franz Schubert, 1822 yılında bir hayat kadını ile girdiği ilişki sonucu Frengi hastalığına yakalandı.

19 Kasım 1828'de hayata veda eden besteci Viyana Merkez Mezarlığına, Beethoven'in yanına gömüldü

Schubert'in yaşadığı dönem klasik müzikte romantik akımın başladığı döneme denk gelir. Romantizmin ruhsal değişkenliklerine, çekiciliğine ve arayış dolu dünyasına yatkındır.[3] L. Pamir'e göre "eşsiz ezgileri, ritim çeşitliliği, hafızada tutulan melodik cümleleri, beklenmedik modülasyonları ile Schubert en büyük müzisyenler arasındadır.[4] Bazen bir günde 5-6 beste yazan[3] Schubert için Liszt şöyle demiştir: "Kuş için uçmak ne kadar doğalsa Schubert için de beste yapmak o kadar kolay ve doğaldır. Bugüne kadar gördüğüm en şair müzisyendir"[3]



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir şair vardı: Yesenin

Maalesef kendisi bir ruh hastasıydı, bu kadar lirik şiirlerin çıkmasının sebebi de budur. ruh hastası olmak sapık bir katıl olmak demek deği...